Artık pek çok kişinin de bildiği gibi, söz konusu su olduğunda bile markalar arasında kalite ve tat farkı oluyor. Bazı markalar sularını bütün yabancı maddelerden arındırmak için birden fazla filtreleme işleminden geçirirken araştırmaların gösterdiğine göre satılan şişe suların yaklaşık %25’i yalnızca musluk suyunun şişeye konulmuş hali. Yani markete gidip daha kaliteli diye pet şişe su alıyorsanız bir daha düşünmeniz gerekebilir.
Buna rağmen kaliteyi merkezde tutan markaları da göz ardı etmemek lazım. Bu markalar sularını doğal kaynaklar ve bazen buzullardan alarak temizliğini ve kalitesini en üst düzeye taşıyorlar. Diğerleri ise musluk suyunu filtreleyip tadını güzelleştirmek için suyu mineral ve elektrolitler ile zenginleştiriyor.
Bu sebeple su alırken suyun kaynağını da iyi araştırmak oldukça önemli. En iyi şişe suyu seçmeye çalışırken bütün bunları göz önünde bulundurmak en doğrusu iken işin içine bazen kişisel tercihler veya fiyat bariyerleri de girebiliyor. Bazıları kaynak suyun tadını daha güzel bulurken filtrelenmiş sular diğerlerine daha çok hitap edebiliyor veya bir marka diğerine göre birkaç kat daha pahalı olabiliyor.
Durum şu ki, suyun kalitesi ne kadar yüksek olursa olsun konu plastik (veya cam) şişeler olunca mikroplastiklerden kaçınmak da neredeyse imkansız hale geliyor. Bu durum da musluk suyunu veya sertifikalı su filtrelerinin bazı insanlar için en sağlıklı seçenek olacağını gösteriyor.